27 Ağustos 2017 Pazar




İslam
Topkapı Şifresi

nazanss.blogspot.com


Topkapı Şifresi Kitabımdan;
Aslanlar gibi iki Şehzade onun gönlünü hep hoş etmişlerdi. Onunla uzun kış gecelerinde İslam-ı tartışmışlar, onun baktığı güzellikten bakmayı öğrenmişlerdi.

İslam dini korkulacak bir din değildi.
Allah sevmeyi farz kılmıştı.
Korkmayı değil.
Allah huzuru farz kılmıştı.
Bunun içinde sevgi ve huzur için yapılması gerekenler vardı.
Bunlar yapıldığında İslam ortaya çıkıyordu.
İbadet nasıl bir meditasyonsa, (derin düşünce) içinin duruluğu da öylece bir arınmaydı.
İslam’da kadın önemliydi,
İslam’da eş önemliydi,
Evlat ve ana baba önemliydi. Daha ne olsundu.
Kuran-ı Kerim’de saygı vardı, sevgi vardı güzellik vardı.
Bundan daha güzel bir din olabilir miydi?
İlim ve irfan,
İman ve şükür,
Yapılacaklar ve yapılmayacaklar bundan daha önemli bir öğreti olabilir miydi?

Bal Hatun ailesine güzellikleri öğretirken birçok özel şeyleri de öğretmişti.
Birçok güzelliklerin birbirine bağlı olduğunu da söylemişti.
Okumanın yararlarını anlattığında daha torunları okuma yazma bilmiyorlardı. Onlara Hazreti Ali’nin;
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ un içindeki ana temayı anlatmıştı.
Cehaletin zararlarını, sefaletin çirkinliğini söylemişti. Okumanın, çalışmanın erdemliliğinden hep söz etmişti.
O bir çeşit anlatıcıydı. Hangi arada anlatır! Hangi boş zamanda mesajları verir kimse bilmezdi. Hiçbir zaman uzun, sıkıcı konuşmalar yapmamıştı ki.
Beklide önemli zamanlarda, az ve öz konuşması akıllarda kalmasını sağlıyordu. Kim bilir!

Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder